
Umurcan Gago ile Yatırım Kazançlarında Vergileme
Yatırımlarını finansal varlıklarda değerlendiren dinleyicilerimiz için hazırladığımız bu podcast serimizde Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin finansal yatırım araçlarından elde ettikleri gelir ve kazançların vergilendirilmesini ele alıyoruz.
Umurcan Gago ile Yatırım Kazançlarında Vergileme
2020 - 7: Yatırım Ortaklıklarından Elde Edilen Kazançların Vergilendirilmesi
“Umurcan Gago ile yatırım kazançlarında vergileme-2020”
EPISODE 7 - Yatırım ortaklıklarından elde edilen kazançların vergilendirilmesi
2020 Ağustos ayında yapılan bu kayıtta, genel bilgi vermek amacıyla ve kayıt tarihi itibariyle yürürlükte olan kural, oran ve tutarları dikkate alıyoruz. Bu podcasti dinlediğiniz tarihe dek mevzuatta veya mevzuatın yorumunda değişiklikler olmuş olabilir. Vergisel pozisyonunuzu salt bu podcaste dayanarak değil vergi danışmanınıza başvurarak belirlemenizi önemle tavsiye ederiz. Yatırım kararlarınız için ise yatırım danışmanlarınıza danışınız. Bu podcasta dayanılarak tesis edilen işlemlere ilişkin olarak PwC, ortakları veya çalışanlarına herhangi bir sorumluluk atfedilemez.
Merhabalar,
Ben PwC Türkiye ortaklarından Umurcan Gago.
Yatırımlarını finansal varlıklarda değerlendiren ve herhangi bir nedenle uykusuzluk sorunu çeken dinleyicilerimiz için hazırladığımız bu podcast serimizde Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin finansal yatırım araçlarından elde ettikleri gelir ve kazançların vergilendirilmesini ele alıyoruz.
Bugün 16 Ağustos 2020 ve günün sözü 20. yüzyılın en etkili ekonomistlerinden John Maynard Keynes’den geliyor: “Vergiden kaçınma sonucunda maddi getirisi olan tek entelektüel uğraştır.” Üstat latife etmiyorsa sanırım bu sözü aynı zamanda bir yatırımcı kimliği ile 1929 Büyük Buhranında neredeyse tamamen kaybettiği portföy yatırımlarının ardından söylemiş olmalı diye tahmin ediyorum.
Bu bölümde Türkiye’de kurulu yatırım ortaklıklarından elde edilen gelir ve kazançların vergilendirilmesini ele alıyoruz.
Yatırım ortaklıkları neyi kast ediyoruz? - Aslında yatırım ortaklıkları da yatırım fonları gibi bir portföyü işletmek için oluşturulmuş kolektif yatırım araçları. İşlettikleri portföyler, yine fonlarda olduğu gibi, sermaye piyasası araçlarından, gayrimenkullerden, girişim sermayesi yatırımlarından oluşuyor. Ama fonlardan farklı olarak anonim şirket şeklinde kuruluyorlar ve kendi kendilerini yönetiyorlar.
Hangi yatırım ortaklıklarından bahsediyoruz? - Uygulamada portföylerini yatırdıkları yatırım aracı sınıfına bağlı olarak 3 çeşit yatırım ortaklığı bulunuyor. Menkul kıymet yatırım ortaklıkları, gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve girişim sermayesi yatırım ortaklıkları.
Bunların vergisel olarak en temel ortak özelliği hepsinin anonim şirket olması. Dolayısıyla yatırımcıların bu ortaklıklardaki ortaklık hakları da hisse senetleri ile oluyor. Hal böyle olunca da yatırımcıların yatırım ortaklıklarından elde ettikleri gelir ve kazançlar, kural olarak, diğer şirketlerin hisse senetlerinden elde ettikleri gelir ve kazançlardaki gibi oluyor diyebiliriz. Bazı ufak tefek farklarla.
Nasıl yani? - Önceki bölümleri dinlemiş olanlar artık ezberlemişlerdir diye tahmin ediyorum. Hisse senetlerinden kar payı elde edersek vergi dilinde bu Menkul Sermaye İradı oluyor. Hisse senetlerini elden çıkartarak, bir kazanç elde edersek bu kazanç Diğer Kazanç ve İrat oluyor. Bu kategorizasyon önemli, çünkü her kategorinin vergileme kuralları birbirinden ayrı.
Önce kar paylarının vergilenmesine bakalım:
Size kar dağıtan yatırım ortaklığı kar payı üzerinden %0 oranında bir kesinti yani stopaj yapıyor. Sonra, brüt yani stopaj öncesi kar payı gelirinizin yarısını alıyorsunuz (diğer yarısı istisna çünkü), ve eğer varsa yıl içinde elde ettiğiniz yine stopaj ile vergilendirilmiş diğer menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarınız ile – topluyorsunuz. Eğer bu toplama sonucunda bulduğunuz tutar 2020 yılı için 49,000TL’nin altında ise başkaca yapmanız gereken bir şey yok demektir. Ama bu 49,000TL’lik eşiği aşıyorsanız yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeniz lazım.
Ama bu her zaman korkulacak birşey de olmayabilir, çünkü beyanname vermek demek ayrıca beyanname üzerinde çeşitli indirimlerden de yararlanma anlamına geliyor. Mesela sigorta primleri, eğitim ve sağlık harcamaları gibi kalemleri beyanname üzerinden düşebiliyorsunuz.
Basit bir örnek yapalım. Mesela, Türkiye’de iki yatırım ortaklığında yatırımım var ve her birinden bana net 40’ar bin lira temettü gelmiş olsun. Yani toplamda net 80,000TL. Beyanname vermem gerekir mi gerekmez mi?
Nasıl yapıyorum hesabımı…. Önce 80,000TL elime geçen yani net tutar olduğuna göre, bunun brütü neymiş onu bulmam lazım. İyi ama stopaj oranı zaten %0 idi. O halde bunun brütü de aynı tutar. Yani yine 80,000TL. Ama işte bunu hemen gidip beyan etmiyorum. Yarısını alıyorum. Neden, çünkü yarısı istisna. Çarpalım efendim %50 ile. Ne buluyoruz 40,000 lira. Yani 49,000TL’nin altında. Yani bunları beyan etmenize gerek yok.
Şimdi gelin örneğimizi biraz zenginleştirelim. Diyelim ki, bir de yatırım ortaklığı olmayan bir şirkette de ortaklığınız var ve bu şirketten de net 20,000 Lira temettü elde etmiştiniz. Yani şirket sizden bir %15 kesinti yaparak ödemişti bu 20,000 TL’i. Ne yapacaksınız? - Önce 20,000 TL netin brütünü bulalım. Nasıl hesaplıyorum. Ortaokul -lise yıllarındaki matematik ile. Stopaj sonrasında %85’i 20,000TL ediyorsa stopaj öncesi 100%’ü ne eder. Buradan yuvarlak olarak 23,530 lira buluyorum. Ama bunu hemen gidip beyan etmiyorum. Yarısını alıyorum. Bölelim efendim ikiye. Ne etti? 11,765 gibi bir rakam. Şimdi bunu yatırım ortaklığı yatırımlarınızdan elde ettiğiniz gelirlerin yarısı ile, yani 40,000TL ile toplayın. Ne etti? 51,765 TL. Eee bu rakam 49,000TL’nin üzerinde çıktı. O zaman beyanname vereceğim ve bu rakamı beyan edeceğim.
Peki, ayrıca aynı türden veya başkaca bir yatırım ortaklığındaki hisse senetlerimi elden çıkartıp zarar ettiysem, bu zararı düşme şansım var mı? – Hayır maalesef yok. Çünkü kar payları Menkul Sermaye İradı dediğimiz kategorideki gelirler anlamına geliyor. Oysa alım-satımdan elden edilen kazanç veya zararlar, az önce de söylediğim gibi, Diğer Kazanç ve İratlar kategorisinde, yani ayrı bir kategoride yer alıyor.
Peki, söz konusu yatırım ortaklığı yurtdışında kurulu bir yatırım ortaklığı ise, yine aynı kurallar mı geçerli? – Hayır. Bu durumda bazı farklar olacak. Mesela, kural olarak brüt kazancınızın yarısı istisna olmayacak. Gerçi bazı çok istisnai hallerde belli şartlarla tamamı bile istisna olabilir. Ayrıca şirketin bulunduğu ülkede vergi kesintisi yani stopaj oranları da farklı olabilir. Dolayısıyla, bu sorunun cevabı ülkeden ülkeye değişir. Ayrıca yıllık belirli bir tutarın altında ise, mesela 2020 için bu tutar 2,600 TL, zaten beyan vermenize de gerek olmayacak. Velhasıl keyfinizi ve uykunuzu bununla daha fazla kaçırmayayım. Böyle bir yatırımınız varsa vergi danışmanınıza bu durumu hassaten danışınız.
Beyanname vermem gerekiyorsa ne zaman vermem lazım ve ne zaman vergi ödeyeceğim? –Beyan edilmesi gereken gelirlerin, takip eden yılın (yani mesela 2020 için 2021 yılının) Mart ayının ilk 25 günü içinde yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi lazım. Üzerinde gösterilen verginin de, ilkinin Mart, ikincisinin de Temmuz ayı sonuna kadar olmak üzere, iki eşit taksitle ödenmesi gerekiyor.
Kay payı vergilemesi işte böyle.
Şimdi bir de yatırım ortaklığındaki paylarınızı elden çıkartıp kazanç elde ettiyseniz, bunun vergilemesi nasıl oluyor ona bakalım.
Stopaj suretiyle oluyor. Stopaj oranı gayrimenkul yatırım ortaklığı ve girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisselerinin satışında %0. Ama Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı hisselerinin satışında ise %10. Aynı hisse senedinden birden fazla alış yapılmış olması durumunda, stopaj yapılacak kazancın İlk Giren İlk Çıkar yöntemi ile belirlenmesi gerekiyor ama aynı gün içerisinde yapılan satışlarda ortalama maliyet yöntemi de kullanılabiliyor. Oranı ne olursa olsun stopaj nihai vergi. Yani bu kazançlarınız için beyanname vermiyorsunuz. Bunlarda hayat çok kolay yani.
Borsa İstanbul’da işlem gören ve bir yıldan fazla elde tutulanlar için hayat daha da kolay. Hem bu tür işlemler stopaja tabi değil hem de genel hükümler çerçevesinde beyanname de vermiyorsunuz.
Peki bir de ayrıca aynı türden veya başkaca bir yatırım ortaklığındaki hisse senetlerimi elden çıkartıp zarar ettiysem, bu zararı düşme şansım var mı? – Evet var. Yani alım-satımın birinden doğan zarar, diğerinin kazancından mahsup edilebilir.
Söz konusu yatırım ortaklığı yurtdışında kurulu ise yine aynı kurallar mı geçerli? – Hayır. TL cinsinden elde edeceğiniz kazancınızı beyan etmeniz gerek.
Peki, vergileme açısından yatırım yaptığım yatırım ortaklığının bir GSYO, GYO veya MKYO olması arasında hiç mi fark yok? Bunların birbirlerine kıyasen bir vergisel avantajı filan yok mu? - Vallahi pek yok açıkçası. Bir tek bazı durumlarda GSYO yatırımları biraz daha avantajlı. Eğer, birinci sınıf bir tüccar veya bilanço esasına göre defter tutan bir çiftçi gibi kişisel gelirleriniz sebebiyle yıllık beyanname veren ve bilanço esasına göre defter tutan bir gelir vergisi mükellefiyseniz, diğer yatırım ortaklıklarında olmayan şöyle bir imkanınız var: girişim sermayesi yatırım ortaklığına yapmış olduğunuz yatırımı, ilgili dönemde beyan etmiş olduğunuz beyana tabi gelirinizden düşebiliyorsunuz. Kuşkusuz belli bir sınırla. O sınır nedir? – Beyan ettiğiniz gelirin %10’u ve öz sermayenizin %20’si. Yatırımınızı koruduğunuz sürece bu ekstra vergi ertelemesi imkanından faydalanabiliyorsunuz.
Peki bu ek avantaj pratik olarak ne anlama geliyor? – Devlet size diyor ki, sen yeterki girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına yatırım yap, ne yatırım yapıyorsan onun gelir vergisi oranı kadar ben de para koyuyorum. Aslında vergi politikası olarak çok güzel ve yerinde bir ek teşvik. Ama ama sadece bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için geçerli olduğundan uygulama alanı biraz dar. İnşallah ileride kapsamı biraz daha genişletilir diyorum.
Böylece bu podcast serimizin yedinci bölümünün sonuna gelmiş bulunuyoruz. Uykuya dalmadan buraya kadar gelmiş olduğunuz için özür diliyorum. Bir sonraki bölümde buluşuncaya kadar keyifli, sağlıklı, bol kazanç ve az vergili günler diliyorum.